• ÜYE GİRİŞİ
Home / 2010

Arşiv for 2010

Dünden bugüne özledim seni

  İki gözüm Giderken geride bıraktığın gözlerin Gözlerimin içinde ıssız ve uykulu, Yastığımda dün geceden kalma gölgen Başucumda unuttuğun mendilin duruyor   Dışarıda gece sakin Titrek ışıklarla parıldıyor yıldızlar Ay küskün sanki halimize Elem dolu hüzün çökmüş üstüme   İki gözüm Yokluğun yirmi dört saat kadar Acısı asır Dindirmek zor içimdeki sızıyı Şimdi iyi düşünmek…

Gülümse

    Dayan gönlüm yol göründü artık Yakınlarından geçerken sevdiğimin Sükut etsin her kim varsa etrafta Kızıl karanfiller dökülsün sokaklarına Gülsün Gülümsemesi süzülsün yanaklarına   Ha ölüm ha kırılmış hayallerimiz ne fark eder Ölüm dediğimiz gecenin sessizliği Sevdiğimin yokluğu kadar ıssız Yakınlarından geçerken sevdiğimin Zemheri ayında değiliz keza Kızıl karanfiller dökülsün sokaklarına Gülsün, Gülümsemesi süzülsün…

Başka zamanlar lazım

  Bin sekiz yüz küsurlu sokakların başında En kalabalık olduğu saatlerde caddenin Hürriyetlerine dokunulmamış çocuklar gibi Güzel hikayeler biriktiriyorum ikimiz için   İflah olmaz sevgim var sana dair Zehrin kana karışması gibi Koca bir telaş yaşadığımız Oysa ömür dediğin bir trene benzer İlerledikçe hızlanır İlerledikçe hızlanır Anladım başka hayatlar lazım bize gülüm Başka zamanlar lazım…

Şarkıdır bende adın

    Kıyıda yalnız kalmış Kocamış zeytin ağacının dibinde Etrafı birden sarar gecenin ışıkları Aşk çılgın bir ıslık gibi gelivermiş Üfledim söndü zaman   Varsın istersen gözlerimde kalsın hayalin Şarkı olmuş adın ezber artık dilimde Yitip gitmiş ince sızısı ıstırabın Sen bensin Umut tatlı sağanak Yanaklarımda     Aslında geç kalmadık/2011  

Sevdan

  Toprağı  hiç gün yüzü görmemiş Mor dağların ardında Katran karası gözlerimden dökülürken yaşlar Çekingen bir gülüş Vuslatla bahara erecek umut Ya da anımsayışla düşündüm seni   Çetrefil yaşamımdan şikayetçi bile olmadan Saklanmış hüzünlerimle bekledim seni Ne öyle ya da böyle bir yalan Ne de kül renginde bir ölüm olsun sevdan       Aslında…

Sevmelere gidelim

  Keşkeler doldurmuş dehlizdeki denizi Geçip gitmiş ki o dönülmez zamandır Bilinmez bir öykü mü bu sanki Ruhumun kuytu köşelerine saklanmış Yokluğunun ıslak hüsranları   Ağlamalar neye yarar a dostum Gözlerimi kamaştırır eski fotoğraflar Çiçekler açmış erik ağacının dalına Işık huzmeleri vuruyor yapraklarından Aşk mevsimidir zahir Gidelim Sevmelere gidelim     Aslında geç kalmadık/2011  

Güz bahçesi

    Bu güz bahçesinin yorgun yüzünde Günahsız bir bakışla gireyim gözlerine Eylül yağmuru düşsün toprağıma Sen çiçeğimin dalında kanatlarını açıver   Nilüfer misali narin gönlüm Zaten hafif  bir rüzgarla dağılır giderim Ölgün hislerim artık çok yorgun Dizlerimde hüznünü taşıyacak bir dermanım yok   Lirik bir öyküye benzetirim adını Sensiz bir tek yıldız bile düşmez…

Sevmelere doyamadım

  Bu yıl baharın kokusunu ilk kez dün gece hissettim Düşlerimi serpiştirdim orta yere Bahar bende kalsın istedim Olmadı Hayallerimi körfezin sularına döktüm Suskunluklarda saklı kaldım   Gün doğumunu beklerken gözlerim tanıklık etti Alışamadığım yalnızlığıma Pişmanlıklarımın sızısını içli yakarışlarında duydum Yaşamı kollarımın arasına aldım Paylaştıklarımızı anımsadım Sevmelere doyamadım seni Sevdim, sevdim Bir daha özledim  …

Gitme

    Sevdasızlığa mahkum etmiştim kendimi Denedim tutamadım sözümü Çok olmadı şunun şurasında, Ateşleri ardı ardına düşürdün Üşüyen yorgun gönlüme Gizlice   Delicesine bir tutku yaşadığımız Sığınabildiğim tek liman gözlerin Kararmış mazim pusuda Ne olursun gitme kal  Perde inmesin Sahne kapanmasın tövbeli yüreğimde     Aslında geç kalmadık/2011    

Kimseler bilmedi

    Kimseler bilmedi Duyan da olmadı bir köşede usulca ağladığımı Kısmet böyle gecelerin dipsiz kuyusunda Karartılmış renklere bakıp Sarmaş dolaş olmak varmış sessiz hayalinle   Ağır yokluğunda hayırsız gözlerine dalıp Ne de çok yalanlarla avuttum gönlümü Geri gelmez bu son için kal demek lüzumsuz Hala ilk bakışınla kalbime dokunduğun Yerdesin      Aslında geç…

1 2