• ÜYE GİRİŞİ
Home / 2014

Arşiv for 2014

Sahil seninle bir başka güzelmiş

  Hadi bize eyvallah deyip Günün ilk ışıkları ile insek  sahile Koklasak yosun kokularını denizin Birkaç martının sesini alsak içimize   Bir bankta uzatıp ayaklarımızı Sevmenin hikayesini yazsak yeniden Hiç konuşmasak hiçbir şeyden söz etmesek Uzaklara baksak öylece Uzaklara sadece   Sevmek dedim de Seni tanıdığım gün geldi aklıma Ne de zormuş yoksunluk  ne bıkkınlıkmış…

Eleni

  Alıp elime yarınları Gitmek istiyorum bir  başka yerlere Unutayım seni diyorum unutayım Kaybolayım sığ denizlerde Yapamıyorum   Savurmak istiyorum küllerimi yarınlara Ormanlara hele ki yağmur dolu bulutlara Dağlara  dağlara Sensiz hiçbir şey olmuyor Yapamıyorum   Dilimde her bir dizesi anılarımızı anlatan şarkılar Susmak istiyorum Sustuklarım akıl erdiremediklerimden ibaret Susamıyorum   Gitmeyi bilmek gerekir bazen…

Oğlum

  Ardından ağlamamın bir faydası yok Yüzümdeki derin çizgiler senden yadigar Gözlerimde gülüşlerinin dudak kıvrımları Her kerte damlada sen her sözüm sana özlem dolu Serde filinta çağın   Nerelerdesin a kuzum kış geldi havalar soğuk Sinüzitin vardı Palton sırtında mı? Bereni giyiyor musun? Eskiden olduğu gibi baba üşüdüm diyor musun?   Dövünüp ağlamamın bir faydası…

Zeytin mevsimi geçti

  Zeytin mevsimi geçti Kalın gölgeler düştü dalların üstüne Uzaklarda şimdi yeşil Biraz uzaklarda   Sen yoksan ben nasıl var olabilirim Bu şehrin bütün sokaklarında senin adın yazılı Kaldırımlarda topuk izin duruyor hâla Bu şehirde bir damla su  bir yudum nefes Her şey senin tadında Söyle Sen yoksan ben nasıl var olabilirim ki   Kalın…

Sorma

  Sorma hayatta en keyifli olduğum an Senin yanımda olduğun an Titrek bir ışığın gölgesinden uzak Pencerede kuş sesleri   Sorma gitsin gecenin koynunda kolyeler mineli Yedi atlı önünde dörtnala sevişmelerimiz Keskin serinliklerle sarılmış sıcacık Yüreğimizde sevda sesleri       Yalnız ağaç/2016    

Farz et ki hepsi tesadüf

  Farz et ki sen ve ben hepsi tesadüf Vurgun olduğum gözlerini hiç görmediğimi zannet Yürüdüğümüz kaldırımlarda hiç  karşılaşmadık Yüzünde benden kalan bir acı hiç olmadı Farz et ki beni hiç tanımadın   Farz et ki saklanırsın şafağın renginden Farz et ki günahı boynuma unutulur gider dersin Farz et ki ağlamayı bilmez gizlenmiş tebessümlerde Katran…

Üç beş günlük zaman

  Yüzümüzü gözümüzü buruşturup Hayata merhaba dediğimiz anın üzerinden Epeyce bir zaman geçti Karanlığın ışığa dönüştüğü zaman   Dünyadan bihaber çocukluğumuz Delikanlı çağımızdaki heyecan Yaş kemâle erdikçe artan gaileler Hayal penceresinden usulca akıp gittiler   Kimilerini özlemle yâd ettik zamanın Kimilerine iç geçirdik Keşkeler dolup taştı yüreğimizde   İçimden bir ses diyor ki Bu efkârlı…

Hep seninleyim

  Bir tanem Kapımızın ardında hâlâ duruyor terliğin Numarasını biliyorsun otuz yedi Arada bir tozunu alıyor parlatıyorum Kaldırmaya hiç kıyamadım   Her gece karanlığa inat aydınlatıyorum evimizi Çiçeğimizi düzenli suluyorum Arada toprağını da karıştırıp havalandırıyorum O bizim aşkımızı en iyi bilenlerden Meraklanma hiç solmadı, canlı duruyor Yaprakları da ilk gün gibi taptaze   Bir tanem…

Sonbahara doğru

    Bir iki günü eksik dolunay altında Otu çiçeği böceği Bir de ikimiz  Pek sevdik yağmuru ıslanıyoruz Senden başkası uğramaz bu sahile zaten İnadına kaldırımlar bile sen kokulu   Hadi gel gitmeden bir soluk al bende Dayan kapıma bu gece Senin için fazladan bir yerim var bilirsin Mum kokulu pencere dibinde Hazır yağmuru da…

Hepimizin bir hikâyesi var

  Hepimizin bir hikayesi var muhakkak Topla-çıkar geriye kalan İki ucu keskin bıçak   Ne yaşayabildim nefes alırken sensiz Ne de yokluğunu dikili ağaçlar gibi bekleyen Gönlüme anlatabildim seni Düğümlendi kaldı içimde hıçkırıklar   Akla ziyan düş kırıklıkları Sevinçlerimizi ardımızda bırakıp gittiler Can buldu gölgeler Hiç yoktan       Yalnız ağaç/2016    

1 2