• ÜYE GİRİŞİ
Home / 2020 / Mayıs

Arşiv for Mayıs 2020

Gölgeler

    Gökyüzünde asılı kasvetli bulutlar gitmiş  Yüreğimde yanıp sönüyor pervasızca gülüşün Penceremdeki perdelerin hepsi çiçekli ipek tülden Nasıl bir sokak ki bu Her köşede senin gölgen   Melankolik şarkılar da terk etmiş buraları Çam kokularından nefes alıyorum gözlerindeki maviye Kahırlara bal çalınmış sanki tez elden Nasıl bir sokak ki bu Her köşede senin gölgen…

Kaygının kışından bahara yolculuk

    Kaygının kışından yola çıktık koşarak Gökyüzü duysun,  yerin dibine fısıldadık sesimizi Duru bir yeşile döndü artık kavgamız Başaklardan ilerde baharın huzuruna yakınız    Yorgun heyecanlarımız göç edip gitmiş nihayet Rüzgar elinde orak,  biçiyor uzaktaki serabı Duru bir yeşile döndü artık kavgamız Başımızda düşerken öğrendiğimiz derin sevdamız       Adı sonbahar/2020    …

Penceresi mavi boya

  Kuş cenneti yolundaki zeytin ağacının altında Zamanın ruhunun durduğu bir anda bekle  Geceye biteviye çökerken koyu karanlık Senin için bir parça aydınlık tuttum dolunaydan   Hiç düş görmemiş karanlıklardan korkma sakın Selviler arasından su sesleri koşuşturur peşimizden Bakışlarında donmuş bir tomurcuk gül at bana Kenarları mavi boyalı pencerenden        Adı sonbahar/2020  …

Tohum düşmüş toprağa

    İçimde gittikçe biçimlenen bir duygu var Gözlerini ezber ettim,   Tohum düşmüş toprağa bir kere Darağacında bile olsam bilhassa Özlemini mıhlamak isterdim tenime Mahcup gülüşün çağırıyor beni rüzgarların peşine   Tepetaklak olmuş bulaşmış vakitsiz sancı Can tazeleniyor tan ağardığında naif benliğinde Bulutlarda bir damla su oldum düştüm toprağa Mahcup gülüşün çağırıyor beni rüzgarların…

Köyde sabah

  Selanik’ten muhacir Ali dayı söyle Hoş bu sevincin heyecanın nedeni belli zaten Toprağımız dertsiz yeşeriyor buralarda değil mi? Dört mevsimin ateşli koynuna sığınmış sevgimiz Sokaklarda geziniyor solmayan gülüşlerimiz   Sahi kimler ekti boy boy fidanları böyle Gün ışığını içmiş bu bulutlar nereden yükseliyor Tenini kapmış toprağın rahminde tohumlar Söyle bakırdan mı acaba kahve cezvelerimiz…

Yalnızlığım

  Yalnızlık zor zanaat ustam Akşam bir yalnızlıktır ki çöker şehrin üstüne Ay karanlık yıldızlar kayıp olur o zamanlarda Sokaklar başıboş kimsesizdir Usulca sokul da gel Sönmüş mumların dibindeki yalnızlığıma   Aylardan sensizlik sanki  Günlerden yine hüzün bugün Delicesine yakıp gitmiş ki külü bile yok Renkler salınıp boşluğa dökülmüş Bilmem kaç renge bürünmüş yalnızlığım   …