• ÜYE GİRİŞİ
Home / Archive by Category "Şiirleri" (Page 5)

Arşiv

Özlemin hiç bitmeyecek

  Sırası mı şimdi böyle bırakıp gitmenin Ne yana dönsem gece gibi kör karanlık zindan Eski halimden de hiç eser kalmadı zira Aynaya bakacak bir yüzüm bile yok   Merak ettim buralar kar-kış kıyamet Üzerinde sadece biraz toprak incecik bir örtü nitekim Üşüdün mü oralarda a kuzum Hadi bir ses ver bana gittiğin yerlerden     Adı sonbahar/2020      

Bu senin hikayen

  Düşürüldüler kahpe ölümün tuzağına Vurdular Gecenin karanlığında Arkadan, Sürükleyip yerlerde götürdüler onu Suların koynuna atıverdiler acımasız Delikanlıydı Saçları geriye doğru taralıydı Yaşı henüz otuz dörttü   Suskunluğum ucu keskin bir bıçak gibi gönlümde Musalla taşında soğuk genç bir beden Bir sandık içinde sorgusuz sualsiz Kahırları geride kalmış emaneten Delikanlıydı Saçları geriye doğru taralıydı Yaşı henüz otuz dörttü       Adı sonbahar/2020    

Seni gönlüme düşürmem azıcık geç olsa da

  Seni gönlüme düşürmem azıcık geç olsa da Bakıp da göremediğim Sarılara pembelere Şimdi merhaba   Uzak çok uzaklardaydı gözlerim Yaşam siyah ile beyaz Geçmişim hatırlanmak istemezdi Yarınım anlamdan yoksun   Bugün gökyüzü parlak mavi Gözlerim derinliklerde Sen Usulca akan bir ırmağın sesinde Ve aldığım her nefeste öylece kal Ne olur gitme     Aslında geç kalmadık/2011        

Zeytin ağacı

  Güne yokluğunla başlamak can sıkıcı Hâlbuki en iyi arkadaşım sendin zeytin ağacı Yuva yapmıştı dallarına kırlangıçlar Bağırtıları kulağıma sığınmıştı    Memleketin bütün gül bahçelerini topladım Bir sen etmedin inan Biz zamanın ötesinde buluşmuştuk seninle Zamanın ötesinde elde avuç dolusu hüzün   Buralardayım ama yokum zeytin ağacı Çaresizliğin gizeminde ağlıyorum Kırlangıçların  bağırtısı yok artık Yüreğimde avuç dolusu yara Elde avuç dolusu hüzün Zeytin ağacı     Yalnız ağaç/2016    

Kalbim

  Kalbim bütün günah sende mi yoksa Bu hüzünlü sayıklamalar nedendir kim bilir Ufukta her zaman soluk renkli gurup vakti Sarı bir güle dönüşmüş sanki gölgesi   Ihlamur ağacının altı soğuk kış günü Bir yanım dört duvar pencere dibi Sessizlik yırtınıyor ruhumda canhıraş Avucumda hala saklı nisan yağmuru   Kalbim bütün günah sende mi yoksa Masumiyet çizgisi solmuş Geceye hapsolmuş sükutu hayalin Sarı bir güle dönüşmüş sanki gölgesi       Yalnız ağaç/2016    

Kristina

  Yarın sabah erken vakitte Tam da gün doğarken hatta Karşı kıyıya giden ilk vapura gel yeniden Sanki ilk kez karşılaşıyoruz gibi yapalım Tanışalım yeni baştan seninle Hatta benzeşelim birden Kristina   Şu dünyaya bir kez gelinir demelere inat Yarın, hatta her gün, her sabah Yeniden bekleyeyim vapurda seni Rüzgar dağıtsın saçlarını bir daha, bir daha Uzaktan birleşsin gözlerimiz İki yabancı göz gibi O küçük ayrılıklar hiç yaşanmamış O kocaman acılar hiç tadılmamış gibi Kristina     Yalnız ağaç / 2016  

Hadi gidelim buralardan

  Artık gidelim buralardan uzakta bir yerlere İki göz odamız olsun penceresi mavi Mutfağında annemin pembe perdesi Mum ışığında dinlensin başımız Geniş  bahçemizde güller serpilsin Çamlara yaslansın ardımız   Erik ağacını severim güzel çiçekler açar Kayısı, şeftali de ha keza kokusuna doyulmaz Duvarlarda begonviller renk ahenk Bir köşede birkaç kuzu Bir iki de keçimiz koşuşturup dursun   Gidelim bu şehirden uzakta bir yerlere Gece ıssız ay aydınlık olsun İkimiz  yalnız ikimiz gidelim buralardan Sevdamız gamdan azade Dertten uzak kederden uzak Uyu usulca azıcık Başın dizlerimin üzerinde     Yalnız ağaç/2016    

Şubat sonunda bir gündeyiz

  Şubat sonunda bir gün Vakit akşamüstüne yakın Gök yüzünde kızıla bandırılmış maviler Deniz  huysuzluğunu bırakmış Pembe akşamlara dalmış Elimizde simit peynir Önümüzde salaş kahveden demli bir çay Sahildeyiz Şükür ki hayattayız   Deniz bir adım ötemiz neredeyse Ayaklarımız ha değdi ha değecek Martılar, yalı çapkınları uçuşup duruyor Karabataklar nasip peşinde Kediler etrafta telaşlı Bugün şubat sonunda bir gün Vakit akşamüstüne yakın Sahildeyiz Şükür ki hayattayız   Kalabalık yalnızlığımda umut bir sen varsın yanımda   Gökyüzünde kızıla bandırılmış mavilerde sen Pembe akşamlarda sen Yosun kokan denizde sen Yağmurda doluda düşen çiğ taneciklerinde sen İlla da sen İlla da sen     Yalnız ağaç/2016  

Dün senden uzakta bir yerdeydim

  Dün senden hayli uzak bir yerlerde Her nasılsa elimde kalmış epeyce mahcup Nihayetinde tebessümü mahzun  Son bir kare fotoğrafımıza bakarak Düşünüp durdum   Esasında gözbebeğimde donmuştu resmin Bu dünya ancak sen varken vardı Gelip gitmiş onca zaman Hiçbir hatırayı silip atamadı gönlümden Hep sen vardın Hep sen   Dün senden hayli uzak bir yerlerde seninleydim Her nasılsa elimde  kalmış son bir kare fotoğrafımız Epeyce mahcup Bilhassa tebessümü mahzun   Yalnız ağaç/2016    

Akşamları esiyor yalnızlığın

  En çok da akşamları esiyor yalnızlığın Velhasıl suale gerek yok Kısaca ölüm de gitsin Adı senden kalan yalnızlık   Geceleri buralar çok sessiz  Ay karanlık havalar ayaz İlmik ilmik işliyorum yüzünü karanlığa Bir ağlamalarını yapamadım Onu hiç düşünmemiştim zira   En çok akşamları yanıyor yüreğim Sessizliği yırtan sadece benim çığlığım Velhasıl sual etmene gerek yok Kısaca ölüm de gitsin Ardında bıraktığın yalnızlık       Yalnız ağaç/2016      

1 3 4 5 6 7 12