• ÜYE GİRİŞİ
Home / Archive by Category "Şiirleri" (Page 8)

Arşiv

Anla

  Öylesine yorgundu ki gönlüm Her şeyi bir tarafa bırakıp Çekip gitmek vardı uzaklara Sevgi kırıntısından yoksun vefasızlıklara inat   Bakir bir kasabaya Deniz kenarı veya değil ne fark eder Birkaç ağaç olsundu etrafta ıhlamur kokulu, Bir de köpeğim zilli   Gecenin matemi cabası Rüzgarın,  Dalgaların sessizliği yüreğime iner esasında Sessizlik adım olmuştu nitekim   Ne ıhlamur kokulu ağaçlardan caydım Ne de zilliden Bilhassa gecenin matemi kalsın Uzaklardan geldiğin muhakkak Beni buralarda koyan hallerdeyim Anla       Yalnız ağaç/2016    

Bir dakika

  Biliyor musun Bugünlerde başıma gelen en güzel şey Sabahları seni görmek   Geceden biriktiriyorum arzularımı Havada sen Suda sen Ah bir de şu yıldızlar Sönüp gidiverse erkenden   Sana bağlanmakmış kaderim İnce gülüşlerinle Saçlarının rüzgarında Savrulup gitmekmiş kaderim Bu küçük istasyonda Yollarına gül döküp beklemekmiş kaderim   Yarına kalan Yirmi üç saat elli dokuz dakikanın Ne önemi var Biliyor musun Bugünlerde başıma gelen en güzel şey Sabahları seni bu küçük istasyonda Bir dakika olsun görmek       Yalnız ağaç/2016    

Maria’nın mektubu

  Maria’nın bahçesinde dört duvar taştan bir ev İki göz oda bir sofa Birkaç kap kacak bakırdan Göz nuru eski bir şarkı yayılır gramofondan   Maria’nın aklı yorgun kanadı kırık Öyküsü arapsaçı 93 harbinden kalma top vurgunu sanki Kim bilir içinde neler saklı   Bu dünya kime kalmış nerede bunlar Yer aynı yer, gün aynı gün, Sen aynı, ben aynı esasında her şey aynı Hadi gel sen sabahları ol ben geceleri Bir ağaç altında dur sen günü aydınlat Ben karanlığın gölgesi olayım   Maria mektubunu aldım  Anlattıkların bana yabancı değil Bu dünya kimseye kalmaz Yürek ağlamazsa gözden yaşlar akmaz Unutulur deme sakın O resim unutulmaz Unutulmaz     Yalnız ağaç/2016    

Roza

  Bahçesi mor sümbüller kaynamış Derme çatma taştan evinin yıldızı Roza Duvarda açılmış bir çift pencere gözde Kenarları kıvrılmış harap Fi tarihinden kalma hayli kalın bir defter İçinde aşkı saklı   Roza Zamana geç kalmış göçmen kuş Gözleri denizi andırır Alabildiğince sıcak ve yapayalnız   Roza gel diyen gönlüne güller dökeyim  Takatim yok halden yana gelemem Mezkur öykülerimiz var seninle bitişik Resimleri siyah kaplamış ağır küfeler sırtımızda Yolumuzun kör karanlık  son noktasındayız artık       Yalnız ağaç/2016        

Fotoğraf

  Sakin bir sabaha uyandı kasaba Kambur Ali’nin boyacı sandığında Siyah beyaz bir fotoğraf Gelinlik çağında iki kız Saçları bellerine kadar uzamış   Bu serseri sokakların sert taşları arasında Hüküm süren aşklarda olsaydım keşke Gök gürlese Tufan olsaydı hatta Sessizlik sussa Aşkın koynuna giriverseydim keşke   Siyah beyaz bir fotoğraf Kamburun boyacı sandığında Taşıyordu iki gelin çağındaki gözleri Saçları bellerinde Dingin mavi suların yanında kurulmuş Bu sakin kasabayı güzelleştiren onlardı İçimdeki fırtınaları koparan da Parlatılmış ahşap çerçevenin içinden Bana gülümseyen onlardı       Yalnız ağaç/2016  

Kadınım

  Mıgırdıç’ın eskiden kalma köhne kahvesinin Yerden bitme kürsülerinden birinde Efkarımla oturmuş seni düşlüyordum Bu sabah gördüğüm bütün kadınlar güzeldi Allı, morlu, fosforlu kadınlar   Mıgırdıç’ın katran karası demliğinden Hayvan gibi kocaman bir bardağa dökülmüş Hayli lezzetli çayımdan bir yudum alırken İçmemekte direndiğim sigaranın Beynimi yaran kokusu, Dumanının peşinden ağır ağır Burnumun direğini kırıyordu Olsundu Bu sabah gördüğüm bütün kadınlar güzeldi Allı, morlu, fosforlu kadınlar     Mıgırdıç’ın eskiden kalma köhne kahvesinin önünde Ağaçlarda yapraklar bahar rüzgarları ile oynaşıyordu Bütün kadınlar gülüyordu bu sabah Şal Fırfırlı etek Kalbime vuran adımlar Bu sabah gördüğüm bütün kadınlar güzeldi Allı, morlu, fosforlu Bu sabah gördüğüm bütün güzel kadınlar Sana benziyordu        Aslında geç kalmadık/2011    

Yüreğini koy yarınlara

  Bugünlerde aklıma senden başka hiçbir şey gelmiyor Biliyorum karşı konulmaz özlemin Her gün daha fazla kanatacak içimi Biliyorum avuçlarımda eriyecek saçlarının baharı,   Azap çemberine dönmüş gecelerde Her bir tıkırdı senin geldiğini müjdeliyor bana Ayın türlü hallerini seyredip Usulca dalıyorum özlemine   Ey gönlüm yüreğini koy yarınlara Gözyaşlarını saklamaya mihnet etme Adı umuttur kalbin kırıklarını toparlayan Adı umuttur, yarınların Ey gönlüm Yüreğini koy yarınlara     Aslında geç kalmadık/2011              

Dünden bugüne özledim seni

  İki gözüm Giderken geride bıraktığın gözlerin Gözlerimin içinde ıssız ve uykulu, Yastığımda dün geceden kalma gölgen Başucumda unuttuğun mendilin duruyor   Dışarıda gece sakin Titrek ışıklarla parıldıyor yıldızlar Ay küskün sanki halimize Elem dolu hüzün çökmüş üstüme   İki gözüm Yokluğun yirmi dört saat kadar Acısı asır Dindirmek zor içimdeki sızıyı Şimdi iyi düşünmek zamanı belki Neredesin a sevgili Dünden bugüne özledim seni          Aslında geç kalmadık/2016    

Gülümse

    Dayan gönlüm yol göründü artık Yakınlarından geçerken sevdiğimin Sükut etsin her kim varsa etrafta Kızıl karanfiller dökülsün sokaklarına Gülsün Gülümsemesi süzülsün yanaklarına   Ha ölüm ha kırılmış hayallerimiz ne fark eder Ölüm dediğimiz gecenin sessizliği Sevdiğimin yokluğu kadar ıssız Yakınlarından geçerken sevdiğimin Zemheri ayında değiliz keza Kızıl karanfiller dökülsün sokaklarına Gülsün, Gülümsemesi süzülsün yanaklarına    Aslında geç kalmadık/2011  

Başka zamanlar lazım

  Bin sekiz yüz küsurlu sokakların başında En kalabalık olduğu saatlerde caddenin Hürriyetlerine dokunulmamış çocuklar gibi Güzel hikayeler biriktiriyorum ikimiz için   İflah olmaz sevgim var sana dair Zehrin kana karışması gibi Koca bir telaş yaşadığımız Oysa ömür dediğin bir trene benzer İlerledikçe hızlanır İlerledikçe hızlanır Anladım başka hayatlar lazım bize gülüm Başka zamanlar lazım   Günlere gecelere bir hal olmadan Şu zarif ilkbahar akşamında Bir el salla açık kalan pencerenden Ya da sen bana gel yeter ki Sessiz çığlığım sana ulaşmadan   Aslında geç kalmadık/2011        

1 6 7 8 9 10 12