Bir zamanlar sırtımızı yasladığımız bu dağlar
Serde çocukluğumuz, ayağımızda yemeni
Toz toprak içinde koşturduğumuz sokaklar
Nihayet bir bakış kadar uzak mavi gökyüzü
Hepsi bizim sanırdık
Ruhumuzdaki karanlık izlere karışıp
Ardımızda kaldılar
Uzun bir konvoydu
Bağırtılar, ağlaşmalar
Analarının kucağında, sırtında perişan çocuklar
Yaşlılar aciz, dahası umutsuzluk ötesinde
Ardımızda bir dünya geçmişimiz
Önümüzdeki yol ise geri dönülmez
Ve hatta bilinmez bir sonsuzluktu
Yüreğimize hançer misali saplanan acıların izi bitmiyor
Hele ki hüznü barındıran bir ayrılık varsa içinde
Gözlerimde hiç silinmeden duran bu resim nedir
Koşup giderken bir bilinmeze doğru
Askerin belinde babamın göz nuru siyah kemeri
Ardımdan bakan anamın yüzünde bitmek bilmez hüznü
Kucağında henüz yaş almamış kardeşim
Bana elveda diyen derin son bir kez bakışı
Son/2024