Türk Mûsikîsi Sazları (Çalgıları) |
|||||||
Ud | Kanun | Keman | Ney | Tanbur | Lavta | Kemençe | Rebab |
Türk Mûsikîsinde Çalgılar | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Müzikte çalgı1, istisnâi birkaç form dışında, Ses Müziğinin vazgeçilmez eşlik unsuru ve başlıbaşına bir Müzik türü olarak çifte fonksiyona sahiptir .Türklerin Hun’lardanberi her iki fonksiyonuyla da kullandıkları mûsikî aletleri, İslamiyetten sonra bir din adamlarının etkisiyle Mehterhâne, Enderûn ve sazın serbest oldugu tekkelerle şuurlu din adamlarının koruması sayesinde kurtulabilmiştir.2 Osmarılı mûsikîsi formları ile çalgıları arasında, çağlara göre eskilerinin gözden düşüp yenilerinin moda olması şeklinde bir kader birliği görülür .Osmanlı klâsik ve halk mûsikîsinde kullanılan bütün telli/saplı çalgıların atası olan Kopuz’un ömrü 18.yy’a kadar devam edebilmiş, 10 ila 16. yy. arası çok revaçta olan Ud yerini –l9.yy. sonunda yeniden almak üzere– 1 7 .YY .dan itibaren Tanbur’a bırakmış, tarihi Türk harpi Çeng’le, Türk pan flütü Miskal 19.yy, Santur ise 20. yy .da artık kullanılmaz olmuşlardır .Önce viola d’amore şeklinde Sinekemanı adı ile Batıdan gelen Keman, daha sonra Viyola, Viyolonsel ve Kontrbas ile, önceleri Köçekçe ve Tavşanca adı verilen saray rakslarının eşlik sazı olan Kemençe ve Lavta 20. yy.da klasik mûsikîye de girmiş; Kaşık’la Zilli Maşa’nın halk oyunlarında yaşamasına mukabil, Çalpara da denen Çengi Çubuğu, Köçekçe ve Tavşanca’larla3 birlikte tarihe karışmıştır. Osmanlı mûsikîsinde kullanılmış olan çalgıların sayısı da, çeşitli çalgıların kaynaklarına göre değişiklik -daha doğrusu artış- göstermiştir: II. Murad çağı yazan Şükrullah sadece 9. Lâdikli 18, Kâtib Çelebi 19 çalgılık liste verirlerken, yazarlığı yanında çok iyi bir Müzisyen olan Evliya Çelebi, çoğunun tarifini de verdiği 76 çalgı adı zikretmiştir.4 Mûsikî aletleri bilimi demek olan Organoloji’de çalgılar,hangi Müzik söz konusu olursa olsun, bu sanatın insanla birlikte doğuşundan bu yana geçirdiği merhaleler gözönüne alınarak, vurmalı çalgılar, nefesli çalgılar ve telli çalgılar sırası içinde incelenmektedir .’Ritm sazlar’da denen vurmalılar, kendi aralarında ayrıca: tahtalar, zilliler ve derililer olarak üçe ayrılmakta: nefesli ve telli çalgılar -ritm çalgılarına paralel- ‘melodi çalgıları’ adını almakta, nefesliler ‘dilli’ ve ‘dilsiz’, telliler de ‘mızraplı’ ve ‘yaylı’ alt başlıklarına göre sınıflandırılmaktadır .Bir başka tasnif şekli de çalgıları yine vurmalı-nefesli-telli düzeni içinde bu defa kullanılış alanlarına (fonksiyonlarına) göre gruplamaktır: Askeri Müzik çalgıları, Dînî Müzik çalgıları, Halk Müziği çalgıları, Klâsik Müzik çalgıları ve Eğlence Müziği çalgıları. Biz burada. Osmanlı mûsikîsinin çeşitli türlerinde kullanılan çalgıları, kullanılma alanlarını birleştirerek, vurmalı-nefesli-telli (mızraplı-yaylı) sırasına göre toplu olarak sınıflandıracağız .
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
A. Vurmalı Sazlar
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
B.Nefesli Sazlar | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
C. Telli Sazlar | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Dipnotlar | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
(1) Çalgı : Farsça anlamdaşı sâz dışında. diğer bütün dillerde çalgı’nın karşılıgı mûsikî aleti demek olan iki kelimeden meydana gelir ( İng.,.”musical instrument, Ar.,.”el-alet el-musiqi.”) vs. ‘Çalgı aleti’ demek bu yüzden yanlıştır: saz’ın ise Farsça’da, çalgı dışında birçok degişik anlamı vardır. (2) Tanburi İsak’ın ögrencisi Zeki Mehmed Ağa’nın, hacca gitmeden önce vedalaşmak üzere gittiği İstanbul kadısı ve Anadolu kazaskeri müderris Ârif Ef.’den, ”Hacca gidiyorum. orada saza tövbe edeceğim ve bir daha çalmayacağım” demesi üzerine, ”Çal evladım çal. Arafat’ta bile çal” cevabını aldığı anekdotu ünlüdür. (3) Köçekçe-Tavşanca: köçekçe,bu tür eserler kıvrak nağme ve usûllerle düğün ve eğlence alemlerinde çalıp oynamak maksadı ile bestelenmiştir. Köçekçelerin saz bölümlerinde yapılan aranağme yada taksimlere tavşanca adı verilirdi. (4) Bkz. H.G.Farmer. Turkish Instruments of Music… (önsöz) Longwood Press, Portland (ABD) 1976. (5) Dâire (Klâsik Müzik), bugün klâsik Müzik ve koro konserlerde, kudüm ile kullanılması gereken âlet budur. (6) Bendir (Tasavvuf Müziği), sadece tasavvuf müziğinde kullanılır. dindışı müzikte kullanılması büyük hatadır. (7) Darbuka (Oyun Havaları), Dümbek ve dümbelek yankısözleri de kullanılır. (8) Sînekeman (-1- Violin d’amour; 2-Fr.,Viole d’amour; it.,Viole d’amore; al., Liebesgeige.) Adın “sîne” kısmı mecazen aşığın bağrı anlamı ile beraber göğüse dayanarak tutulduğundandır. | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kaynaklar : | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
– Gazimihal, Mahmut Ragıp., Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1961 – Karadeniz, M.Ekrem.,Türk Mûsikîsinin Nazariye ve Esasları, T.İş Bankası Kültür Yayınları, – Güvenç, Rahmi Oruç., Türk Mûsikîsi Tarihi ve Türk Tedavi Mûsikîsi, s.6-9 – Tanrıkorur, Cinuçen., Osmanlı Mûsikîsi, (Yayınlanmadı), s.32-35 – Yektâ Bey, Râuf., Türk Mûsikîsi, Pan Yayıncılık İst.1985, s.84-95 |
Etem Ruhi Üngör’ün 600 parçalık çalgılar koleksiyonundan resimlenmiştir. |